AVRUPA İNSAN HAKLARI SÖZLEŞMESİ
AİHS 4 Aralık 1950 tarihinde Roma'da sözleşmeye taraf olan üye ülkeler tarafından kabul edilmiştir. Avrupa konseyine üye ülkeler Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından 10 Aralık 1948'de ilan edilen İnsan Hakları Evrensel Bildirisi'ni,
Bu Bildiri'nin, metninde açıklanan hakların her yerde ve etkin olarak tanınmasını ve uygulanmasını sağlamayı hedef aldığını,
Avrupa Konseyi'nin amacının, üyeleri arasında daha sıkı bir birlik kurmak olduğunu ve insan hakları ile temel özgürlüklerinin korunması ve geliştirilmesinin bu amaca ulaşma yollarından birini oluşturduğunu göz önüne alarak,
Dünyada barış ve adaletin asıl temelini oluşturan ve sağlanıp korunabilmesi, her şeyden önce, bir yandan da insan hakları konusunda ortak bir anlayış ve ortaklığa saygı esasına bağlı olan bu temel özgürlüklere derin inançlarını bir daha tekrarlayarak,
Aynı inancı taşıyan ve siyasal gelenekler, idealler, özgürlüklere saygı ve hukukun üstünlüğü konularında ortak bir mirası paylaşan Avrupa devletlerinin hükümetleri sıfatıyla, Evrensel Bildiri'de yer alan bazı hakların ortak güvenceye bağlanmasını sağlama yolunda ilk adımları atmayı kararlaştırmışlardır
GARANTİ EDİLEN HAK VE ÖZGÜRLÜKLER
GARANTİ EDİLEN HAK VE ÖZGÜRLÜKLER
YAŞAMA HAKKI (MADDE 2)
Sözleşmenin 2. maddesi bireyi devlet tarafından keyfi olarak öldürmeye karşı korumakta ve herkesin yaşama hakkını yasal bir koruma altına almaktadır. Yasanın ölüm cezası ile cezalandırdığı bir suçtan dolayı hakkında mahkemece hükmedilen bu cezanın yerine getirilmesi dışında hiç kimse kasten öldürülemez. Ancak 1985 yılında kabul edilen 6 No'lu protokol çerçevesinde barış zamanlarında ölüm cezası yasaklanmış ve savaş veya yakın savaş tehlikesi zamanında işlenmiş filler dışında hiç kimsenin bu cezaya çarptırılamayacağı kararlaştırılmıştır.
GARANTİ EDİLEN HAK VE ÖZGÜRLÜKLER
ŞAHSIN ÖZGÜRLÜK VE GÜVENLİK HAKKI (MADDE 5)
Madde 5 bireylere fiziksel özgürlük hakkını vermekte, bireyleri keyfi tutuklama ve gözaltına alınmaya karşı koruyarak, belirli temel hakları sağlamayı garanti etmektedir. Bu maddenin kapsamı 1963 yılında kabul edilen 4 No'lu protokol çerçevesinde "hiç kimsenin akdi bir ilişkiye dayanan bir borç sözleşmesinin yükümlülüğünü yerine getirmemesinden dolayı özgürlüğünden yoksun bırakılamayacağı" ifadesiyle daha da genişletilmiştir.
GARANTİ EDİLEN HAK VE ÖZGÜRLÜKLER
HUKUK VE CAZA DAVALARINDA DÜRÜST OLARAK YARGILANMA HAKKI (MADDE 6)
*Herkes, gerek medeni hak ve yükümlülükleriyle ilgili nizalar, gerek cezai alanda kendisine yöneltilen suçlamalar konusunda karar verecek olan, yasayla kurulmuş bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından davasının makul bir süre içinde, hakkaniyete uygun ve açık olarak görülmesini istemek hakkına sahiptir.
*Bir suç ile itham edilen herkes, suçluluğu yasal olarak sabit oluncaya kadar suçsuz sayılır
GARANTİ EDİLEN HAK VE ÖZGÜRLÜKLER
HUKUK VE CAZA DAVALARINDA DÜRÜST OLARAK YARGILANMA HAKKI (MADDE 6)
*Her sanık en azından aşağıdaki haklara sahiptir;
a) Kendisine yöneltilen suçlamanın niteliği ve nedeninden en kısa zamanda, anladığı bir dille ve ayrıntılı olarak haberdar edilmek,
b) Savunmasını hazırlamak için gerekli zamana ve kolaylıklara sahip olmak,
C) Kendi kendini savunmak veya kendi seçeceği bir avukatın yardımından yararlanmak ve eğer maddi olanakları yetersiz ise ücretsiz avukatlık hizmetlerinden yararlanmak,
d) iddia tanıklarını sorguya çekmek veya çektirmek, savunma tanıklarının da çağrılmasını ve dinlenmesinin sağlanmasını istemek
e) Ücretsiz tercüman haklarından yararlanmak.
GARANTİ EDİLEN HAK VE ÖZGÜRLÜKLER
HUKUK VE CAZA DAVALARINDA DÜRÜST OLARAK YARGILANMA HAKKI (MADDE 6)
Yine adil yargılanma ilkesi çerçevesinde cezaların yasallığı açıkça vurgulanmıştır. Buna göre;
Hiç kimse, işlendiği zaman ulusal ve uluslararası hukuka göre bir suç sayılmayan bir fiil veya ihmalden dolayı mahkum edilemez. Yine hiç kimseye, suçun işlendiği sırada uygulanabilecek olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez
Bu madde, işlendiği zaman uygar uluslar tarafından tanınan genel hukuk ilkelerine göre suç sayılan bir fiil veya ihmal ile suçlanan bir kimsenin yargılanmasına ve cezalandırılmasına engel değildir.
GARANTİ EDİLEN HAK VE ÖZGÜRLÜKLER
HUKUK VE CAZA DAVALARINDA DÜRÜST OLARAK YARGILANMA HAKKI (MADDE 6)
Adil yargılanma ilkesinin kapsamı 1984 yılında kabul edilen 7 numaralı protokol çerçevesinde; ceza davalarında temyiz hakkı, hatalı mahkumiyet yüzünden tazminat hakkı ve aynı suçtan ikinci defa yargılanmama maddelerinin kabul edilmesiyle genişletilmiştir.
GARANTİ EDİLEN HAK VE ÖZGÜRLÜKLER
ÖZEL VE AİLE HAYATI, MESKEN VE HABERLEŞMEYE SAYGI (MADDE 8)
*Herkes özel hayatına, konutuna ve haberleşmesine saygı gösterilmesi hakkına sahiptir.
*Bu hakkın kullanılmasına bir kamu otoritesinin müdahalesi, ancak ulusal güvenlik, kamu emniyeti, ülkenin ekonomik refahı, dirlik ve düzenin korunması, suç işlenmesinin önlenmesi, sağlığın veya ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması için, demokratik bir toplumda, zorunlu olan ölçüde ve yasayla öngörülmüş olmak koşuluyla söz konusu olabilir.
GARANTİ EDİLEN HAK VE ÖZGÜRLÜKLER
EVLENME HAKKI (MADDE 12)
Evlenme çağına gelen erkek ve kadın, bu hakkın kullanılmasını düzenleyen ulusal yasalar uyarınca evlenme ve aile kurmak hakkına sahiptir.
Bu maddenin kapsamı 1984 yılında kabul edilen 7 numaralı protokol çerçevesinde; "eşler evlilikte, evlilik süresince ve evliliğin sona ermesi durumunda, kendi aralarında ve çocukları ile ilişkilerinde medeni haklar ve sorumluluklardan eşit şekilde yararlanırlar" hükmü ile genişletilmiştir.
GARANTİ EDİLEN HAK VE ÖZGÜRLÜKLER
DÜŞÜNCE, VİCDAN VE DİN ÖZGÜRLÜĞÜ (MADDE 9)
*Herkes düşünce, vicdan ve din özgürlüğüne sahiptir. Bu hak, din veya inanç değiştirme özgürlüğü ile tek başına veya topluca, açıkça veya özel tarzda ibadet, öğretim, uygulama ve ayin yapmak suretiyle dinini veya inancını açıklama özgürlüğünü de içerir.
*Din veya inancını açıklama özgürlüğü, ancak kamu güvenliğinin, kamu düzenin, genel sağlığın veya ahlakın, ya da başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması için demokratik bir toplumda zorunlu tedbirlerle ve yasayla sınırlanabilir.
GARANTİ EDİLEN HAK VE ÖZGÜRLÜKLER
İFADE VE BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ (MADDE 10)
Herkes görüşlerini açıklama ve anlatım özgürlüğüne sahiptir. Bu hak, kanaat özgürlüğü ile kamu otoritelerinin müdahalesi ve ülke sınırları söz konusu olmaksızın haber veya fikir almak ve vermek özgürlüğünü de içerir. Bu madde, devletlerin radyo, televizyon ve sinema işletmelerini bir izin rejimine bağlı tutmalarına engel değildir
Kullanılması görev ve sorumluluk yükleyen bu özgürlükler, demokratik bir toplumda, zorunlu tedbirler niteliğinde olarak, ulusal güvenliğin, toprak bütünlüğünün veya kamu emniyetinin korunması, kamu düzeninin sağlanması ve suç işlenmesinin önlenmesi, sağlığın veya ahlakın, başkalarının şöhret ve haklarının korunması, veya yargı gücünün otorite ve tarafsızlığının sağlanması için yasayla öngörülen bazı biçim koşullarına, sınırlamalara ve yaptırımlara bağlanabilir.
GARANTİ EDİLEN HAK VE ÖZGÜRLÜKLER
DERNEK KURMA VE TOPLANTI ÖZGÜRLÜĞÜ (MADDE 11)
*Herkes asayişi bozmayan toplantılar yapmak, demek kurmak, ayrıca çıkarlarını korumak için başkalarıyla birlikte sendikalar kurmak ve sendikalara katılmak haklarına sahiptir.
*Bu hakların kullanılması, demokratik bir toplumda, zorunlu tedbirler niteliğinde olarak, ulusal güvenliğin, kamu emniyetinin korunması, kamu düzeninin sağlanması ve suç işlenmesinin önlenmesi, sağlığın veya ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması amaçlarıyla ve ancak yasayla sınırlanabilir.
GARANTİ EDİLEN HAK VE ÖZGÜRLÜKLER
MÜLKİYETİN KORUNMASI (EK PROTOKOL 1; MADDE 1)
Her gerçek ve tüzel kişinin mal ve mülk dokunulmazlığına saygı gösterilmesini isteme hakkı vardır. Herhangi bir kimse, ancak kamu yararı sebebiyle ve yasada öngörülen koşullara ve uluslararası hukukun genel ilkelerine uygun olarak mal ve mülkünden yoksun bırakılabilir
GARANTİ EDİLEN HAK VE ÖZGÜRLÜKLER
EĞİTİM HAKKI (EK PROTOKOL 1; MADDE 2)
Hiç kimse eğitim hakkından yoksun bırakılamaz. Devlet, eğitim ve öğretim alanında yükleneceği görevlerin yerine getirilmesinde, ana ve babanın bu eğitim ve öğretimin kendi dini ve felsefi inançlarına göre yapılmasını sağlama haklarına saygı gösterir.
GARANTİ EDİLEN HAK VE ÖZGÜRLÜKLER
SERBEST SEÇİM HAKKI (EK PROTOKOL 1; NADDE 3)
Yüksek Sözleşmeci Taraflar, yasama organının seçilmesinde halkın kanaatlerinin özgürce açıklanmasını sağlayacak şartlar içinde makul aralıklarla gizli oyla serbest seçimler yapmayı taahhüt ederler.
GARANTİ EDİLEN HAK VE ÖZGÜRLÜKLER
SERBEST DOLAŞIM ÖZGÜRLÜĞÜ (EK PROTOKOL 2 ; MADDE 2)
*Bir devletin ülkesi içinde usulüne uygun olarak bulunan herkes, orada serbestçe dolaşma ve ikametgahını seçebilme hakkına sahiptir.
*Herkes, kendi ülkesi de dahil, herhangi bir ülkeyi terk etmekte serbesttir.
*Bu haklar, ancak ulusal güvenlik, kamu emniyeti, kamu düzeninin korunması, suç işlenmesinin önlenmesi, sağlık ve ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması için, demokratik bir toplumda, zorunlu tedbirler olarak ve yasayla öngörülmüş sınırlamalara tabi tutulabilir.
SÖZLEŞMEDE NELER YASAKLANMIŞTIR?
YASAKLANAN MADDELER
İŞKENCE VE İNSANLIKDIŞI VEYA AŞAĞILIYICI MUAMELELER (MADDE 5)
Hiç kimse işkenceye, insanlık dışı ya da onur kırıcı caza veya işkenceye tabi tutulamaz.
YASAKLANAN MADDELER
KÖLELİK VE ZORLA ÇALIŞTIRILMA YASAĞI (MADDE 4)
- Hiç kimse köle ve kul halinde tutulamaz.
- Hiç kimse zorla çalıştırılamaz ve zorunlu çalışmaya tabi tutulamaz.
YASAKLANAN MADDELER
AYRIMCILIK YASAĞI (MADDE 14)
Herkes bu sözleşmede tanınan hak ve özgürlüklerden cinsiyet, ırk, renk, dil, din, siyasal veya diğer kanaatler, ulusal veya sosyal köken, ulusal bir azınlığa mensupluk, servet, doğum veya herhangi başka bir durum bakımından hiçbir ayrımcılık tanınmadan yararlanır.
YASAKLANAN MADDELER
SINIR DIŞI ETME YASAĞI (EK PROTOKOL 4; MADDE 3-4)
1963 yılında kabul edilen edilen 4 numaralı protokolün 3. maddesine göre hiç kimse, tek başına ya da toplu olarak, uyruğu bulunduğu devletin ülkesinden sınır dışı edilemez. Benzer bir biçimde hiç kimse, uyruğunda bulunduğu devletin ülkesine girme hakkından yoksun bırakılamaz.
Protokolün 4. maddesi ise yabancıların toplu olarak sınır dışı edilmesini yasaklamaktadır.
AVRUPA
İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ
AİHM 1959 yılında Avrupa Konseyi bünyesinde kurulmuştur. Merkezi Strasbourg'da bulunan mahkeme, AİHS çerçevesinde insan hakları ihlallerine ilişkin davalara bakar. Bunun yanı sıra mahkeme, sözleşme ve ilgili protokoller üzerinde öneri niteliğinde görüş bildirir.
MAHKEMENİN YAPISI
-AİHM'nde Avrupa konseyi'nin üye ülkeleriyle eşit sayıda yargıç bulunmaktadır.
-Yargıçlar, her Yüksek Sözleşmeci Taraf için, söz konusu Yüksek Sözleşmeci Taraf tarafından gösterilen ve üç aday içere bir liste üzerinden Parlamenterler Meclisi tarafından oy çokluğu ile seçilirler.
-Yargıçlar altı yıllık bir süre için seçilirler. Tekrar seçilmeleri mümkün olmakla birlikte ilk seçilen yargıçlardan yarısının görev süresi üç yılın sonunda sona ermektedir. Görevleri sona erecek yargıçlar Avrupa Konseyi Genel Sekreteri tarafından kura çelmek suretiyle belirlenir.
-AİHM, önüne gelen başvuruları incelemek üzere üç yargıçlı Komiteler, yedi yargıçlı Daire'ler ve on yedi yargıçlı bir Büyük Daire şeklinde toplanmaktadır.
AİHM'NE BAŞVURU
-Ülkeler ya da bazı durumlarda şahıslar, bir üye ülkenin insan haklarını ihlal ettiği gerekçesiyle AİHM'ne dava açabilirler. AİHS'nin 33. ve 34. maddeleri mahkemeye yapılan başvuruları devlet başvuruları ve kişisel başvurular olmak üzere ikiye ayırmıştır.
-Mahkeme nezdinde açılacak davalara yönelik başvuruların kabulü için ulusal düzeydeki bütün yasal yolların tüketilmesi ve ulusal mahkemenin aldığı kararın üzerinden en çok altı ay geçmiş olması gereklidir.
AİHM'NE BAŞVURU
- Mahkemeye yapılan kişisel bir başvuru;
- Başvurunun imzasız olması;
- Başvurunun mahkeme tarafından daha önce incelenmiş olması;
- Uluslar arası diğer bir soruşturma veya çözüm merciine sunulmuş başka bir başvurunun konusuyla esas itibarıyla aynı olması ve yeni olaylar içermemesi;
- Yapılan kişisel bir başvurunun sözleşme hükümleri dışında kalması, açıkca dayanaktan yoksun olması veya başvuru hakkının suiistimaline yönelik olduğunun fark edilmesi;
durumlarının herhangi birinden dolayı kabul edilmez bulunur.
AİHM'NE BAŞVURU
- Mahkeme yargılamanın herhangi bir aşamasında;
- Başvuru sahibinin başvurusunu takip etme niyetinde olmadığına kanaat getirirse;
- Sorun çözümlenmişse;
- Başka herhangi bir nedenden ötürü, başvurunun incelenmesine devam edilmesi hususunda artık haklı bir gerekçe görmezse;
başvurunun düşürülmesine karar verebilir.
DAVANIN KABUL EDİLEBİLİRLİK VE ESASINA İLİŞKİN KARARLAR
üBir Komite, yapılan bir kişisel başvurunun daha fazla incelemeyi gerektirmediği hallerde, oybirliği ile kabul edilmezliğine veya kayıttan düşürülmesine karar verebilir.
üBir Daire, komite tarafından bir üst maddede belirtilen şekilde bir karar verilmediği takdirde yapılan başvuruların kabul edilebilirliği ve esası hakkında karar verir.
-Aynı zamanda, bir Daire yapılan devlet başvurularının kabul edilebilirliliği ve asası hakkında karar verme yetkisine sahiptir.
üDaire önünde görülen dava, Sözleşmenin ve Protokollerin yorumu konusunda ciddi sorunlar doğuruyorsa ya da sorunun çözümü mahkeme tarafından önceden verilmiş bir karar ile çelişme ihtimali taşıyorsa, Daire, hüküm vermediği süre içerisinde ve taraflar itiraz etmedikçe yargı yetkisinden Büyük daire lehine vazgeçebilir.
DAVANIN İNCELENMESİ VE DOSTANE ÇÖZÜM SÜRECİ
Mahkeme, kendisine gelen başvuruyu kabul edilebilir bulduğu takdirde;
-Olayları saptamak amacıyla, tarafların temsilcileriyle birlikte başvuruyu incelemeye devam eder ve gerekirse, ilgili Devletlerin, etkinliği için gerekli tüm kolaylıkları sağlayacakları bir soruşturma yapacaktır;
-İşbu Sözleşme ve Protokollarında tanımlanan şekliyle İnsan Haklarına saygı esasından hareketle, davanın dostane bir çözüm ile sonuçlandırılması için ilgili taraflara hizmet sunmaya hazır olacaktır.
Dostane çözüme varılırsa, Mahkeme olaylarla ve varılan çözümle sınırlı kısa açıklamayı içeren bir karar vererek başvuruyu kayıttan düşürür.
MAHKEMENİN KARARLARI
-Bir Dairenin kararı;
- Taraflardan herhangi birinin davanın Büyük Daire'ye gönderilmesini istemediklerini beyan etmeleri durumunda, veya
- Karardan itibaren üç ay içerisinde davanın Büyük Daire'ye gönderilmesinin istenmemesi durumunda; veya
- Büyük Daire'ye gönderilmesi istenmiş olsa bile Büyük Daire'nin bu istemi reddetmesi durumunda kesinleşir.
üBir Daire kararının verildiği tarihten itibaren 3 ay içerisinde dava taraflarından herhangi biri davanın Büyük Daire'ye gönderilmesini isteyebilir.
MAHKEMENİN KARARLARI
-üyük daire bünyesinde beş yargıçtan oluşan bir kurul, dava,sözleşme ya da protokollerin yorumuna ya da uygulanmasına ilişkin ciddi bir sorun doğuruyorsa ya da genel nitelikli ciddi bir sorun teşkil ediyorsa, istemi kabul eder. Kurul istemi kabul ederse, Büyük Daire bir hüküm ile davayı sonuçlandırır.
-üyük Daire tarafından alınmış olunan kararlar kesindir.
-ahkemenin almış olduğu hükümler ve başvuruların kabul edilebilirliğine veya kabul edilemezliğine ilişkin kararlar gerekçelidir.
-üksek Sözleşmeci Taraflar, taraf oldukları davalarda mahkemenin kesinleşmiş kararlarına uymak zorundadırlar.
AVRUPA
KONSEYİ VE İNSAN HAKLARI
Avrupa Konseyi, kıtanın en eski ve Avrupa'nın en çok sayıda demokratik ülkesini bir araya getiren Hükümetler arası örgütüdür. Merkezi Strasbourg'da bulunan Avrupa Konseyi, ikinci dünya savaşı sonrasında Avrupa'nın sosyal birliğini ve işbirliğini güçlendirmek amacıyla 1949 yılında kurulmuştur.
Örgütün statüsü, açık bir şekilde insan haklarına ve hukukun üstünlüğüne saygı temeline dayanmıştır. Bunun anlamı sürekli olarak güçlendirilmesi gereken yasa düzeni içerisinde şahsın ve özgürlüğünün korunması ve geliştirilmesidir. Konseyin Statüsünde; bir üye devlet üyeliğinin askıya alınabileceği veya kaldırılabileceği açıkça vurgulanmaktadır.
İnsan Hakları Alanında Avrupa Konseyi'nin Faaliyetleri (Sözleşmeler veya Başak Yollarla) Şu Konuları Kapsamaktadır:
-edeni ve siyasal hakların, ihlal iddialarının Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde dinlenilmesine imkan veren bir kişisel başvuru mekanizması ile korunması,
-osyal ve ekonomik hakların Avrupa Sosyal Şartı mekanizması ile korunması,
-Özgürlüklerinden mahrum edilmiş kişilerin, İşkence ve İnsanlık dışı veya Aşağılayıcı Muamele veya Ceza için Avrupa Komitesi'nin ziyaretler sistemi ile korunması,
-Ulusal azınlıkların haklarının, Ulusal Azınlıkların Korunması için Çerçeve Sözleşmesi ile korunması,
-Kadın-erkek eşitliğinin geliştirilmesi
-Irkçılık, yabancı düşmanlığı ile savaşım,
-İfade ve medyada bilgi özgürlüğünün ve serbestliğinin güçlendirilmesi
KOPENHAG KRİTERLERİ
22 Haziran 1993 tarihinde yapılan Kopenhag Zirvesi'nde, Avrupa Konseyi, Avrupa Birliği'nin genişlemesinin Merkezi Doğu Avrupa Ülkelerini kapsayacağını kabul etmiş ve aynı zamanda adaylık için başvuruda bulunan ülkelerin tam üyeliğe kabul edilmeden önce karşılaması gereken kriterleri de belirtmiştir. Bu kriterler siyasi, ekonomik ve topluluk mevzuatının benimsenmesi olmak üzere üç grupta toplanmıştır.
KOPENHAG KRİTERLERİ
nSİYASİ KRİTER: Demokrasi, hukukun üstünlüğü, insan hakları ve azınlıklara saygı gösterilmesini ve korunmasını garanti eden kurumların varlığı,
nEKONOMİK KRİTER: İşleyen bir pazar ekonomisinin varlığının yanısıra Birlik içindeki piyasa güçleri ve rekabet baskısına karşı koyma kapasitesine sahip olunması
nTOPLULUK MEVZUATININ BENİMSENMESİ: Siyasi, ekonomik ve parasal birliğin amaçlarına uyma dahil olmak üzere üyelik yükümlülüklerini üstlenme kabiliyetine sahip olunması
SİYASİ KRİTERLER
AB'ye girmeye aday ülkeler;
-istikrarlı ve kurumsallaşmış bir demokrasinin var olması,
- hukuk devleti ve hukukun üstünlüğü,
- insan haklarına saygı,
- azınlıkların korunması
gibi dört ana kriter açısından değerlendirmeye alınacaktır
SİYASİ KRİTERLER
Genel olarak; ülkenin çok partili bir demokratik sistemle yönetiliyor olması, hukukun üstünlüğüne saygı, idam cezasının olmaması, azınlıklara ilişkin herhangi bir ayrımcılığın bulunmaması, ırk ayrımcılığının olmaması, kadınlara karşı her türlü ayrımcılığın yasaklanmış olması, Avrupa Konseyi İnsan Hakları Sözleşmesinin tüm maddeleri ile çekincesiz kabul edilmiş olması, Avrupa Konseyi Çocuk Hakları Sözleşmesinin kabul edilmiş olması gibi özellikler dikkate alınmaktadır. Ancak, bu ilkelerin varlığı tek başına yeterli olmamakta, aynı zamanda kesintisiz uygulanıyor olması gerekmektedir.
AVRUPA
SOSYAL ŞARTI VE SOSYAL ANLAŞMA
AVRUPA SOSYAL ŞARTI
Sosyal Şart, Tek Pazar'ın sosyal boyutunun da göz önünde bulundurulması fikrinden hareketle 1989 yılında hazırlanan ve üye ülkelerin saygı göstermesi gereken temel sosyal hakları sıralayan bir deklarasyondur.
Sosyal şart çerçevesinde garanti edilen hak ve özgürlükleri istihdam koşullarına yönelik haklar ve sosyal dayanışmaya yönelik haklar olmak üzere 2 başlık altında toplamak mümkündür.
İSTİHDAM KOŞULLARINA YÖNELİK HAKLAR
- İstihdamda ayrıcalık yapmamak
- Mecburi çalışmayı yasaklamak
- Kolektif olarak örgütlenme ve pazarlık hakkı
- Adil istihdam koşulları ve kadın ve erkek arasında eşit
değerde eşit ücret dahil adil ücret hakkı
- Özürlülerin çalışma dünyasına katılmaları
- Mesleki rehberlik ve mesleki eğitim
- 15 yaşından küçük çocuklar için çalışma yasağı ve
15-18 yaşlar arasındaki gençler için özel koruma
- Doğum koruması
- Göçmen işçilerin eşit muamele görmesi
SOSYAL DAYANIŞMAYA YÖNELİK HAKLAR
-Sağlık, sosyal güvenlik, tıbbi ve sosyal yardım hakkı ve sosyal yardım kuruluşlarından yararlarıma hakkı
-Çocukların ve gençlerin fiziki veya ahlaki tehlikelere karşı korunma hakları
-Ailelerin ve aile bireylerinin yasal, sosyal ve ekonomik korunma hakkı
-Göçmen işçiler ve ailelerinin korunma ve yardım hakkı
-Yaşlı kimselerin korunma hakkı.
1996 Yılında Avrupa Sosyal Şartı'nda bir takım değişiklikler yapılmıştır. Bu değişiklikler ilk şartın kabul edilmesinden sonra oluşan önemli sosyal yenilikleri içermektedir. Yapılan bu yeni düzenlemelerden bazıları şunlardır.
-Kadın erkek eşitliğini pekiştirmek
-Özürlülerin sosyal bütünleşme ve kişisel özerklik hakkı
-Çocuk ve gençlerin sosyal, yasal ve ekonomik korunmalarının kuvvetlendirilmesi
-İş kaybı süresinde koruma
-Aile sorumluluğu olan işçilerin eşit fırsat ve koşul hakkı
-Fakirlik ve sosyal dışlanmaya karşı korunma hakkı
-Yaşanabilir mesken hakkı
-Ayırımcılık yasağının genişletilmesi.
AVRUPA SOSYAL ŞARTI - İZLEME SİSTEMİ
AVRUPA SOSYAL ŞARTI KOLLEKTİF ŞİKAYET YÖNTEMİ
SOSYAL ANLAŞMA
7 Şubat 1992'de imzalanan Maasticht anlaşmasının eki olan Sosyal Protokole ek olarak hazırlanan Sosyal Anlaşma, 1989 yılında Avrupa Topluluğu tarafından benimsenen Sosyal Şart ilkeleri çerçevesinde uygulanacak politikaların hedeflerini belirlemek için kullanılmaktadır. Bu ilkeler;
-İstihdam yaratılması,
-Yaşam ve işyeri koşullarının iyileştirilmesi,
-Toplumsal dışlanmalara karşı mücadele,
-İnsan kaynaklarının geliştirtmesi gibi hususları kapsamaktadır.
Sosyal anlaşma bunların yanı sıra toplumsal konularla ilgili olarak alınacak önlemlerin hangi yönteme göre alınması gerektiğini belirleyerek, toplumsal diyalog çerçevesinde sosyal tarafların temel rolünü vurgular.
|